Cuma, Aralık 24, 2010

Mutluluktur çocuk...


Çocuk dediğimiz şey mutluluk..

Her şey ters gitsin, oraya buraya surat asın, belki lanetler yağdırın, kızın bağırın ne yaparsanız yapın…
Her şey rutine bağlanmış olsun, değişiklik yok sanın, orjinallik yok her şey olağan her şey durağan..
Hayatınız nasıl giderse gitsin kısaca, hiç fark etmez ama birazdan söyleyeceklerim tüm rutinleri bozacak tüm dengesizlikleri parçalayacak cinsten.
Bu sabah uykudan zor uyanmışken, işe ayaklarımı sürte sürte gelmişken,
Çaylar kahveler devrilmiş yine de uyumak istiyorken
Bunlar yetmiyormuş gibi bileğimdeki ağrının omzuma yayılışını hissederken ve maalesef bir şey yapamazken..
Okulun kapısı çaldı, bi ses geldi
“ben geldiiiiiiiiimmm”
Pıt pıt pıt ayak seslerini duydum. Odanın önünden geçti ve direk gülümsetti beni.
“begüm yanıma gelir misin” dedim.
Günaydııınn diyerek odadan içeri girdi minicik ayaklarıyla 2,5 yaşındaki kız..
Öyle bir gülümsedi ki her şeyi değiştirdi sanki…
Ne güneşli görünen havanın soğuğu ne buz gibi odanın kokusu..
Ne ağrı ne acı ne uykusuzluk
Hepsi bi anda gitti çünkü mucize gibiydi o
Minicik bir ışık ama bir dünyayı aydınlatacak kadar büyüktü
Daha 2,5 yaşındayı ama 25 yıllık bi hayata 1 dakikada ışık tutmuştu..
Aldım kucağıma onu,
“abakılarıma baksana annem aldı”dedi
“evet gerçekten çok güzelmiş ayakkabıların çok yakışmış sana” dedim.
Yüzüme baktı başını kaldırıp gülümsedi,
“sen de çok güzelsin biliyomusun” dedi.
Sarıldım sarıldım o da bana sarıldı,
“Hadi ben sınıfıma gidiyorum” dedi
Koşarak ve gülümseyerek odadan dışarı çıktı
Bense arkasından hala yüzümde gülümsemeyle bakakaldım.

Böyle bi mucizesin işte sen çocuk…
Böyle bi mutluluksun…
Öyle temiz ki yüreği ve öyle gülüyor ki gözleri..
Minicik elleri, bembeyaz teni, uzun kahve rengi saçları ile bir melek gibi sanki..
Üzerindeki elbisesi ve pembe ayakkabılarıyla prenses gibi sanki…

Yeni doğmuş bir bebeğe bakarken hep “mucize”ye bakıyorum diye düşünürüm hep.
Ve hep şunu söylerim, bir bebeğe bakmak farkında olmadan gülümsemek, hislenmek, heyecanlanmak ve coşkulanmaktır…
Bir bebeğe bakmak bir mucizeye bakmaktır, mucizeyi koklamaktır..
Mucize dediğimiz şey minicik ellerinde, bezelye parmaklarında ve
Gözleri kapalıyken daha, ne olduğunu bile bilmediği tanımadığı şu dünyaya attığı tertemiz gülücükleridir..
Ve dünya üzerinde arayıp da bulamayacağımız bi kokuyla gelirler ya hani dünyaya,
bu yüzden de bebek yine mucizedir
çünkü o kokunun adı CENNET’tir…

8 yorum:

  1. Ne kadar masumlar çocuklar, haberleri olmadığından değil, kirlenmiş bakışları yok onların. Biz inadına kirletirken, içimizde sevgisizlik, riyakarlık biriktirirken onlar hep gülen gözlerle bakıyorlar hayata. Biz içimizde biriktirdiğimiz kötü her şeyi aslında onlara yapıyoruz. Boşanıyoruz mesela. Biz kaldığımız yerden devam ederken hayata, onların ruhu zedeleniyor. Para kazanıyoruz. '' Benim babam Toyota gibi adam'' diye reklam yapıyoruz, ama ilkokul çağında babasını kaybetmiş bir çocuk bu reklamı görünce ne hisseder aklımıza bile getirmiyoruz. Dövüyoruz birbirimizi, savaşıyoruz. Kafalarımıza misket bombaları yağdırıp yendiğimizi, yenildiğimizi zannediyoruz. Ama biz bir kaç bomba atıp öldükten sonra, bütün acılarını onlara bırakıyoruz. Bizlere de olmadı mı? bizim çocukuğumuz değil midir çernobilin yarattığı kanser... bizim çocukluğumuz, apolitik, asosyal bir hayattır, bizi çok sevdiğini söyleyen ailelerimizin bize bıraktığıdır bu hayat...

    YanıtlaSil
  2. At adımını küçüğüm, beyaza, aydınlığa, yeşile maviye.
    Asla siyaha basma, karanlığa dalma, karartılara yaklaşma.
    Yıllar geçsin sen büyü.
    Ama yüreğin hep çocuk kalsın.

    YanıtlaSil
  3. nasıl ki emeklerken yürümeyi yürürken koşmayı öğreniyoruz
    nasıl ki ellerimiz ayaklarımız büyüyor
    nasıl ki saçlarımız tırnaklarımız uzuyor ve kesiyoruz yeniden çıkıyor...
    nasıl ki her gün yeni şeyler görüyoruz, hayatı tanıyoruz,
    öyle ki büyüyoruz...
    kimin neyin mirasıdır bu hayat, neyin arda kalanıdır ya da kimlerin geçmişi geleceğidir bilemem ama, çocuk hep yaşasın yüreğimizde..
    çünkü toz pembe hayatlar hep o çocuğun gözlerinde..
    bu hayata toz pembeler lazım...

    YanıtlaSil
  4. ahhh...anı yaşamak,küçük şeylerden mutlu almak ve belki daha pek çok konuda çocuklardan alacağımız ne çok hayat dersi var!
    sevgiler pınarcım ve keyifli bir haftasonu:)

    YanıtlaSil
  5. Eren (oğlum) Leyleğin geciken adımı.. hayatımda yaptığım en büyük hatalardan biriydi onu geciktirmek.
    Melekleri görmektir bir çocuğa bakmak..

    YanıtlaSil
  6. CEPAYNASI, Ders bitmez zil çalana kadar ;)
    SYRAKUSA/BETER BÖCEK, allah çocuğunla sana uzun uzun ömürler versin...

    SEVGİLER...

    YanıtlaSil
  7. 'cennetten gelen bir melekti sanki' ne güzel bir ifade..oysa ne melek ne de cennet biçimseldir ve bilinir..her iksii de belleğimizde ulaşılmayacak kadar şahanedir..
    ne cennet uzaktadır aslında ne de melek..belki yanıbaşımızdaki bir melek,belki evimiz,işyerimizdir cennet..iş onların değerini bilmek..

    YanıtlaSil
  8. evet cicim çok haklısın...
    ve o kız... günümün cenneti, cennetimin meleği oldu resmen...
    sevgiler.. mcxxx

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...