5 dakika bile geç uyansam hep geç kalırım işime…
Dışarıdan bakıldığında sanki sessiz sessiz ama içeriye bi göz gezdirdiğinde gerçekten çok büyük haykırışlarla yataktan kalktığını fark etti o sabah.
Haftanın bitmesine az kalmıştı ve bu haftayı oldukça dolu dolu geçiriyordu da ama ters giden bir şeyler varmış gibi sanki hem umarsız ve sakince dolanıyor nefes alıyor ve kilometrelerce koşmuş gibi ağrıdığını hissediyordu bacaklarının kollarının ve kafasının… Kafasının ağırlığı sanki bedeninin ağırlığından daha fazla gibiydi sanki ve hep ayaklarının taşıdıklarından daha fazlasını taşıyordu sanki beyni.. Bu yüzdendi yorgunluğu belki. İşlerinin yoğunluğu bi yandan, koşuşturmalar, uzun uzun listeler, alınması gerekenler, evin içindekiler ve şehrinden uzakta olanlar, dönmesini bekledikleri ve daha nice niceleri…
Havaların iyice soğuduğu günlerden birindeydi yine ve tüm gece kapalı kalmış kapısını açtığında serin havanın yüzüne vurmasıyla irkildi, buz gibi sudan önce ve ürperdi. Birden kendine geliverdi.
Âdetidir zaten, dolabın karşısında 5 dakikaya yakın bir süre beklemek. Onu mu giysem bunu mu giysem diye düşünmek. Yine aynı gerçekleştirdi aynı sabah rutinini.
Koştura koştura hazırlandı ayağında hediye terlikleri. Huzur veriyordu o terlikler ona. Kafasını öne eğip ayaklarına baktığında ona gülümseyen iki tane ayıcık kafası görünce ayaklarında, bi hoş oluyordu.
Sabahın soğuğuna ve karanlığına attı kendini, beklemeye koyuldu gelecek servisi.
Nereden çıktı şimdi sabah sabah bu melankoli dedi içindeki ses…
Ooof of dedi derin derin…
Yine gün aydı içimde karanlıklar...Ve yine yeni bir gün, ama hayallerim hep geçmişimde kaldılar...
Hayaller, gerçekleşmesi gerçekleşene kadar istenilen seylerdir, onları geçmişte bırakmamalısın, ertelememelisin ve asla vazgeçmemelisin...
YanıtlaSilteşekkürler... :)
YanıtlaSilhaftasonu tatili,o melankoliyi keyife çevirmiştir umarım:))
YanıtlaSilevet... sabah odamın penceresinden lapa lapa yağan karı görünce ve şimdi işten çıkıp eve gittiğimde en yakın arkadaşımın bana misafir olduğunu düşününce, melankoli de neymiş, dedim ;))
YanıtlaSilAnlarını anlatışın aslında anılarındaki hayallerinin neden geçmişte kaldığının göstergesi bence. Seni okurken anını yaşıyor insan ya, andaki hislerini, sana getirdiklerini, senden aldıklarını, hatırlattıklarını, unutmak istediklerini.
YanıtlaSilKocaman bir yürek olmalı hepsini sığdırmak için, dahası azaltmadan hiçbirini, olduğu gibi taşımak için.
Büyük yüreklerin çıkmazıdır hep; mevcut hayatını yaşarken karşı kıyıyı da izleyebilmek, karşı kıyıya geçmek ve hayatı oradan izleyebilmenin, izlerken dokunamamanın ızdırabını çekmek...
Kaan, çok çok çokkk güzel yazmışsın, içimi titrettin,gözlerim doldu ilk defa bir yorumumu okurken...
YanıtlaSilAnlayışınla, hep varolman dileğiyle...
değil mi ki o sabah melankolisi duygularını kaleme aldıran, onları bizlerle bulusturan,insanca duyguların varlıgından bir cok kisiyi haberdar eden...sus bence sesini cıkarma..melankolik anlarında,keyifli anlarında,çocuksu anlarında,...... anlarında yine yeniden buluşmak üzere...
YanıtlaSiliyiki varsın cicoş... öpüldün kocaman...
YanıtlaSil