Cuma, Nisan 09, 2010
işte bunu seviyorum...
İnsanın ayaklarını uzatıp öylesine oturması, durması, duraklaması, dinlemesi, dinlenmesi, gülümsemesi, tv izlemesi vs vs..
Yoğun geçen koca bi haftanın ardından, kilometreleri devire devire işe gitmek ve aynı şekilde ama pestil olmuş bi halde eve döndüğüm günlerin (ve bugün de dahil olmak üzere)
Artık evimdeyim.. Ve odamın keyfini çıkarmaktayım.
İnsanın kendisini rahat hissettiği yerler var hep. Sanki bi yerlere aitmişiz gibi ve orası bizim yuvamız sığınağımızmış gibi. Mutluyken gülücükle selamladığımız, kırgınken hüznümüzü paylaştığımız, duvarlarına ne maceraları ne hatıraları ne aşkları ne arkadaşlıkları ne mutlulukları ne gözyaşlarını ne sırları ne dedikoduları ve daha milyonlarcasını sığdırdığımızbi yerler sanki hep var hayatımızda..
Ve işte tam da şuanda, bu anlattığım odada, kucağımda bilgisayarım, hafiften çalan “uzun yol şarkılarım” dingin bi akşamın ortasında…
Düşündüğüm onca insandan birisin belki de şuan sen bu yazıyı okuyan sen.. Şuan kafamdan geçen birsürü yaşantımın, birsürü aşkımın, birsürü sırrımın, birsürü haykırışımın vs. vs. vs. belki de bunlardan bi tanesinin içindesin sen de.. Kim bilir..
Kafamı kaldırıp kitaplığıma baktım şimdi, okunmuş kitaplarıma ve hala okunmayı bekleyenlere raflarda.. Hiç birzaman bitmedi söyleyeceklerim ve asla tükenmedi öğreneceklerim. Şimdiye kadar ne öğrendiysem şu hayatta bi o kadar da ihtiyacım var aslında dahasına, daha fazlasına..
Kaç tane kitap daha okunmayı bekliyor hayatımda
Kaç tane müzik dinlenmeyi bekliyor
Kaç kişiyle tanışmak için geceleri sabah sabahları gece ediyorum
Kaç kişiyle ömrümün sonuna kadar birlikte olurum
Şimdi hayatımda olanlar yarın da yanımda arkamda sağımda solumda hayatımın her yanında olurlar mı
Ya da ben onların hayatlarında ???
Düşünüyorum da…
…….
İşte bu dinginliği bu yüzden seviyorum..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder