Pazar, Mayıs 01, 2011

Parmaklarının Ucunda....

Gecenin sessizliğine uzanmış öylece pencereden dışarıya bakıyor halde, kendisine dışarıdan bakıyordu… Sanki kendisinin karşısına oturmuş, kanın vücudunda nasıl dolaştığını, kalbinin nasıl attığını, nasıl kan pompaladığını, bütün organlarını görüyor gibiydi, görüyor ve hissediyor gibi. Yerde oturmaktan uyuşmuş kalçası ve bükülmüş dizlerinin üstündeki kolları hiç hareket etmiyor, elleri öylece aşağı doğru sallanıyordu, kan aşağı akıyor parmaklarından… Öyle bakıyordu ki kendisine sanki parmaklarından kan damlıyor gibiydi, sanki parmaklarından çekiliyor gibiydi canı…
Ay ışığını seyretmekten hep zevk alırdı ama bu geceki bi başkaydı, bu geceki daha bi değişik geliyordu kendisine. Hayatındaki her şeyi halledebileceğini düşünürdü ve belki de birçok şeye yeteceğini.
Kendi düşüncelerini küçümsediği çokçaydı ama çokça önem verilirdi düşüncelerine; çoktur arkadaşlarının onu arayıp bişeler danışıyor oluşu, çoktur birçok ilişkiyi bitmişlikten kurtardığı, arada köprü olduğu; kim bilir belki yıprandığı ama mutluluklardan huzur bulduğu.
Çoktur kendini bile bile ateşe attığı, nedir nasıl oluyordur bilemedi hiç bilmedi ve bundan sonra da bilmeyeceğini düşünüyor olsa da çokçadır kendini bulduğu yangınlarda. Onun bunun için diye tabir edilenler için ama kendince insan olduğu için değerli olanlar; o, ateş ve diğerleri…
Ailesi, dünyadaki her şeyi gibiydi onun için. Hatırlardı ki küçükken evinden uzak kaldığında, küllüklerini bile öperdi kavuştuğunda evine. Öyle bir bağlılıkltı evine ve ailesine. Ayrı olduğunda özlerdi annesini babasını, en çok da kardeşini. Her defasında kokusu burnuna gelirdi, öyle bir severdi ama hiç belli edemezdi içini, öyle de bir ketumdu.
Gece olmuş karanlıkta oturmuş, her gününü doldurduğu yaşını gözden geçiriyordu; ay ışığında güneşleniyordu, kendisine karşıdan bakıyor, kendisini karşıdan süzüyor, kendisiyle ilgili düşünüyordu. Neredeydi, nereye gidiyordu, bilmiyordu. İstediği tek şey huzur, huzur bulmak, rahatlamaktı..
Evet evet istediği şey tam anlamıyla buydu adı Huzur’du. Ne reklamı olduğunu hatırlamadığı bir kare geldi gözünün önüne, beyaz gömlekli bir adam çıkıp “evdeki huzur, işte mutluluk budur” diyordu. Ne de güzel gülümsüyordu hala gözlerinin önündeydi reklam, ne reklamı olduğunu bir türlü hatırlayamamıştı ama çok da önemli değildi zaten gecenin o saatinde, gecenin 2’sinde..
Bir adam vardı ellerinin önünde, parmaklarıyla parmak uçlarına dokunuyor, parmaklarıyla parmaklarına güç veriyor ellerini yukarı doğru kaldırmaya çalışıyordu. Adam, parmaklarını her değdirdiğinde kadına, kadın biraz daha canlanıyordu, adam biraz daha parmaklarını değdirdiğine parmaklarına kadın tebessüm ediyordu, içini çekiyor derinden derinden, sanki cennetten gelmiş bir kokuyu doya doya ama doyamayacasına çekiyor içine, çektikçe bir şeyler buluyor, çektikçe bir koku sarıyor etrafı, bir lal oluyor dili tutuluyor ama kelimeler kifayetsiz kalıyor zaten, sadece gözlerin kapanışına ihtiyacı var anın, sadece parmaklara ihtiyacı var parmakların, yürek yüreğe dokununca kelimelere gerek kalmıyor zaten bir de, ay ışığının altında olunca, ne kelimelere ne cümlelere ne seslere ihtiyaç yok hiçbir şeye…
Yerde oturmuş, kalbi ağır ağır atıyor, sanki biraz beli de ağrımış gibi, ama çok da koymuyor belli ki, bir adam var şimdi gözlerinin önünde ki onunla dolu hayali; uyuyor adam… Gözlerini kapamış geceye, açacak güneşe; adam uyuyor, kadın sanki onu izlediğini hayal ediyor.
Adam uyuyor, derin derin nefes alıyor, verdiği her nefesi kadın içine çekiyor, kadın adamın nefesiyle doluyor, kadın huzur alıyor, kadın huzur buluyor…
Adam uyuyor, kadın yerden kalkıyor yatağına giriyor, yastığına başını öyle bir koyuyor ki, sanki o yastık yastık değil de, o…
Derin bir iç çekişle yatağa giriyor yastığına sarılıyor ve düşünüyor ki;
Anlatamadıkları ve kendine sakladıkları çok uzun zamandır ay ışığında;
Huzuruysa, adamın parmaklarında saklı…

6 yorum:

  1. Adam olmak, yastık olmak, kadına dolmak, özleme dokunmak, özlenene kavuşmak... Kadın yüreği nasıl da rengarenk, nasıl da deniz gibi dingin ve dalgalı aynı anda. Kadın olmak cinsiyetinin dişi'liğiyle değil, kadın yüreğiyle oluyor, o yüreği bilmekle, o yüreğe dokunmakla, işlemekle el nuru motifleri...

    Yazında kadın yüreği var, tam bir kadının, tam bir yüreği...

    YanıtlaSil
  2. "Yazında kadın yüreği var, tam bir kadının, tam bir yüreği.."
    teşekkür ederim çok...

    sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. diriliyor olabilir miyim cicim....
    teşekkürlerrr; öpücükler...

    sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. yazı, tasvirler, duygular,benzetmeler harikaaa..yorumsa tek kelimeyle muhteşem...soluksuz okudum çooooook beğendimmm..

    YanıtlaSil
  5. EN BÜYÜK DESTEKÇİM... SEVİYORUM SENİ ;))))

    YanıtlaSil
  6. dirilmek mi? sen hiç ölmedin bitanem sadece mola..
    sevgiler benden sana yürek dolusu..

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...