Salı, Ekim 05, 2010

TEŞEKKÜR


Evet çok şey kazandım belki. Ve çok şey kaybettim kendimden, ömrümden... Nefesim var hala.
Hala atıyor kalbim. Yaşıyorum bak yine, sana rağmen, hayata rağmen, ruhuma rağmen, inadına, kıvrana kıvrana... Gülüyorum bak yine, sana rağmen, hayata rağmen, hayata ve ruhuma rağmen, ağlaya ağlaya gülüyorum, güle güle ağlıyorum, bi şekilde bak ayaktayım, Yürüyorum…


Bu uzunca yazıyı, haykırışı, sessiz çığlığı ilk olarak facebook’ta paylaşmıştım, sadece bir ileti olarak.
İş yerimin yemekhanesinde oturmuş çay içerken dalıp gitmişliğim, derinlere dalmışlığım, hiç fark etmeden gözleri dolmuşluğum pek nadirdir oysa ama, kırk yılda bir de olsa oldu işte, ve sonunda bu feryat çıktı içimden, döküldü ellerimden, yazıverdim.
Ve gerçekten bu kadar beğenileceğini düşünmeden tahmin etmeden içimden geldiği gibi, hissettiğim gibi yazdım ve gelen mesajların, maillerin üzerine buradan teşekkürü bir borç bildim.

Hissederek yazmak ayrı bir şey, daha çok yol kat etmem lazım istediğim gibi yazabilmem ve yayınlayacak kadar cesaretlenebilmem için ama, bu yazılanlara, duygulara ortak olabilen herkese, ve yanımda olanlara her anımda, her duygumda, mutluluğumda da ağladığımda da,
çok teşekkür ediyorum.

“Genç yaşında insanın bunları yazması ya da yazdıracak yaşanmışlığa sahip olması şans mıdır dezavantaj mıdır arkadaşım” diye yazmıştı ….. mailinde bana.
İkisidir de belki bilmem ki.. Çok şey kazanmak ve kaybetmek aynı oranda, kim bilir daha fazla,
şanstır da dezavantajdır da..

“sen aslında yaşaman gerekenleri çok erken yaşayıp, çok erken olgunlaştın, ve haddinden fazla erken taşlaştın” diye söylemişti E. Ablam….
Olgunlaşmak iyi derlerdi bana hep zamanında ama taşlaşmakla ilgili hiç düşünmemiştim kendimi. Hangi kıvamda olduğumu bilemiyordum, hala yumuşacıkım sanıyordum, öyle bir şey oldu ki ben de anladım taşlaştığımı, o anda bile ağlamadığımda farkına vardım.. (o anı yazamıyorum şuan)

İşte o yüzden yazdım ya hayata rağmen, RUHUMA rağmen inadına diye…
Gülmeye devam ediyoruz yine ağlamaya da. İkisini birbirine karıştırıp, aynı anda yaşıyor olsak da..
Olsam da….

Büyüyorum hala, büyüyorum hayatımla, yok olanlarla ve hala kalanlarla…

Yine gönülden yürekten teşekkür ediyorum, yazdıranlara da, okuyanlara da, zaman ayırıp yorum yapanlara da, yanımda olanlara da…
Gözü bu yazıya kaymış her insana, kalbi hala atanlara, nefes alanlara hala…
Kazandıranlara ve çalanlara,
Tamamlayanlara bi de parçalayanlara..
Herkese herkese ayrı ayrı minnettarlıkla devam ediyorum,

Biliyorum ki, kapasak da gözlerimizi görmemek için çok şeyi, kalp gözü açıktır hep görür hisseder.
Hep der ya bana D. “nereye gidersen git kafanı da kendinle birlikte götüreceksin. Farklı denizler farklı iklimler görsen değişecek olan ne ki, senin kafanın içi aynı durduktan kaldıktan sonra”
Hiç yorum yapamasam da bu cümlenin karşısında sana, biliyorum haklılığını,
Seviyorum senin varlığını…

Şimdi, tekrar teşekkürleri sunuyorum herkese, her maile, her söze, her cümleye,
Yaşanmışlıklarımın hepsine ve yine hepsinin içindekilere....

…PınarYaşamPınarım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...