Çarşamba, Ekim 27, 2010

HAYAT...HAVA...


Öyle bir yağmur yağdı ki bugün istanbul’a. İş yoğunluğuna dalmış, artık günün son iş saatlerinde son seanstayken, konuşulanlara kendimi kaptırmış yeni fikirler üretmeye çalışıyorken öyle bir ses duyduk ki odadaki hepimiz, dönüp arkamızı pencereden dışarıya baktığımızda çok şaşırdık.
Sabah ayazı daha dinmeden evden çıkıp iş yoluna koyulduğumuz için havanın ne kadar soğuk olduğunu ya da olabileceğini fark edemedik ama gerçekten bu kadar değişeceğini de tahmin edemedik.
Evet kara kara bulutlar vardı gökyüzünde, bütün gün ofiste ışık yakmak zorunda kaldık ama kış mevsimine has bir şeydir ya bu, gündüz bile olsa ışık yakma ihtiyacı duyabilir insan.
Hava kararmış artık karanlık çökmüşken, seans sırasında gelen yağmurun o sesi
Çatımıza vuruşu ayrı, gök gürültüsü ayrı, rüzgarın ıslıkları ayrı.
Arkamı dönüp baktığımda gerçekten “göz gözü görmez” derler ya aynı öyle bir görüntüyle karşılaştık.
Sanki birden birkaç ay ileriye atlamış kara kış yaşıyormuş gibi bir hava, sokak lambalarının vurduğu ışığa bakarak yağmurun şiddetini fark edebildik ve açıkçası ürktük.
Şimdi yine dışarıda yağmur yağıyor şakır şakır. Sesi geliyor kulaklarıma, toprak kokusunu alamadım henüz ama, gelir birazdan diyorum kendi kendime.
Bu dengesiz havayı düşündüm de, hayat da bazen böyle değil mi bir güneşli bir yağmurlu değil mi?
Sonbahar güneşinin yalancı ısınmalarından sonra ayazla donmak, yaşadığımız bazı mutlulukların daha sonradan sahte olduğunu anlamak..
Bilemiyorum.. bir paralellik var gibi..
Hayat ve hava durumu…
Bir paralellik var gibi..
Günlerimizin ilk bahar tadında huzur verici, sonbahar yağmuru gibi dinlendirici olması dileğiyle…
Mutlu günler…
Bol güneşler…

Sevgiler…

PınarYaşamPınarım…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...