Pazar, Eylül 26, 2010

dağınık ev-dağınık oda ve BEN...

Aslında günlük tarzında yazmak pek tarzım değil =) Ama nedense öyle yazasım geldi şuan. Uzun zamandır daa yazmadım yazamadım farkındayım ama çok geçerli sebeplerim vardı =)
Darmaduman olmuş hayatımın içinde sanırım BEN’den daha iyi bir konu bulamazdım şu Pazar gününde.
Su berekettir dedik dedik ama bütün evi bastığında bu SU, gerçekten bereket mi oluyor pek karar veremedim. Kabaran sevgili parkelerimizi tamir etmek için çıktığımız şu yolda neler neler açıldı başımıza. Şunu bilir şunu söylerim, beddua etmeyi hiç sevmeyen ve hiç etmemiş biri olarak; “birisine beddua etmek istiyorsan evin içinde otururken tadilat yapmaya başlamasını dile” diyesim geldi. İnsanın kendi yatağını kendi mutfağını kendi salonunu kendi televizyonunu özlemesi, mecburen evinden çıkması ve tanıdık eş-dost’ta kalması gerçekten zor, ki evsizlere Allah yardım etsin, tekrar bu duayı ettim.
Şuan odamda otuyorum ama sanırım bu oda bu kadar dağınıklığı şimdiye kadar pek yaşamadı ki benim bile şuan burada durasım yok.. Odamın içinde saatler geçirebilen ve “şu duvarların dili olsa da konuşsa” diyen ben şimdi duvarlara “kapatın gözlerinizi ve kulaklarınızı” diyesim var =)
Ha bu arada, uzun zamandır beklediğim bir şey oldu, HASTALANDIM =) Uykusuzluktan bir gün hasta olacağımı biliyordum, hazırlıklı bir şekilde bekliyordum da aslında ama şu son 1 hafta gafil avlandım. İş yerimde yoğunluğun rekor kırdığı, evin darma duman olduğu bir zamanda bir de üzerine uykusuzluk gelince, uzun zamandır beklediğim hastalığım geldi vurdu beni…
Şimdi gözlerim davul gibi olmuş, bi yandan burnumu çekiyorum, bi yandan içeriden gelen vernik kokusunun keskinliğinden öksürüyorum, bi yandan da hazırlanıyorum. Bu gece de evi terk etmek için..
Ama bu hengâmenin içinde güzel şeyler hiç olmaz mı, olur. En yakın arkadaşlarımdan bir tanesini evlendirdik dün. Eşiyle birlikte öyle mutluydular ki sanki etraflarında kimsecikler yokmuş gibi dans ettiler, birbirilerine baktılar. Arkadaşım beyazlar içinde öyle güzeldi ki prensesler gibi, melekleri kıskandıracak gibi. Hasta olabilirim, evim darmadağınık olabilir, ama bu mutluluğu paylaşmaktan arkadaşımla karşı karşıya oynamaktan geri kalamazdım… =)
Ve yarın yine yeni bir hafta.. Haftanın ilk iş günü.. Yine yoğun bir gün olacak.
Ve ben gayet pespayeyim… =)
Son 1 hafta diye dua ediyorum. Eylül’ü heyecanla beklerdim zamanında. Hiç de beklediğim gibi olmadı, hiç sevmedim bu Eylül’ü ilk defa.!!
Yine de hala umudum var.
Hadi bakalım EKİM’e…
İyi bir Pazar geçirmiş olmanız dileğiyle….

6 yorum:

  1. geçmiş olsun pınar,umarım kısa sürede toparlanırsın..hastalık erken yakalamış seni..dur daha kış gelmedi.ayrıca başkasında kalmak çok zor ki ne kadar yakının olursa olsun:)

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkürler canım, beklediğim bişeydi bu zaten, kışa ön hazırlık gibi bişe oldu heralde...
    itiraf ediyorum "yatağımı özledimmm"
    öpüyorum ;)

    YanıtlaSil
  3. Umutları taze tutmakta fayda var..Ekim de olmazsa kasıma :) Şaka bir yana,hayat bazen beklenileni vermiyo insana..ama asla ümidi kaybedip pes etmemek lazım..İnşallah ekim umduğundan bile çok çok daha güzel olur senin için..mutlu haftalar diliyorum..sevgiler

    YanıtlaSil
  4. diclekiyisida takip etmezmi sevgili dostunun güzel yazılarıını. geçmişş olsunn dostummm

    YanıtlaSil
  5. zeliha'cım söylediklerine katılıyorum.. çok teşekkürler, sevgiler..

    canımıniçiiiiiiii, canımsın sen benim

    YanıtlaSil
  6. oda dağınık,ev dağınık hiç problem değil hepsi geçici, yeter ki kafa dağınık olmasın cicim..ki o dağınık olsa da bizim için sorun değil biliyosun ne yapar eder toplarız:)

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...