Çarşamba, Eylül 29, 2010

çok özledim seni...



Burnumda tütüyorsun şuanda; hani derler ya içim sızlar her aklıma geldiğinde diye, işte öyle, öyle özledim seni.
Sabahlara kadar konuşmalarımızdan tut da, inadımdan geri kalmadığım zamanları. Sana inat etmek ne kadar zevkli bir şey bir bilsen, çok özledim inatla seni kızdırmayı, kızarken bi yandan gülümseyişine bakmayı.
Gezdiğimiz sokakları, yediğimiz tatlıları, bi de mis kokulu çayları.
Durup denizin sesini dinlediğim akşamları, yanındayken bi sesini bi denizi dinlemeyi, bi o akşamları bi de bakışlarını.
Telefonumun çalışından senin aradığını fark etmeyi, gülmeyi, koşa koşa telefona efendim demeyi…
Süslenip püslenmeyi.. Yanına gelmeden önce dolabın karşısında “ne giysem” diye düşünmeyi, deneyip deneyip karar verememeyi, karar verip kararımdan tereddüt etmeyi, senin yanına geldiğim için güzelleşmeyi yani.
Daha fazlasını anlatmıyorum, bu kadarı yeter geri kalanı bende kalan.
Ama bugün uyandığımda karar verdim, ben seni özledim.
Gözümü açtım, seni özledim.
Ne çok şeysin sen hayatımda ne çok şey.
Daha fazlası da olmalısın.
Ben seni özledim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...