Cuma, Şubat 04, 2011

TESADÜF DİYE BİR ŞEY YOKTUR....

Kaç yıldır şu dünya üzerinde ayaklarımız yere basıyor, kaç yıldır nefes alıyoruz,
Kaç yıldır kendimizin farkındayız bilmiyorum.
Bu yazıyı okuyan gözleri taşıyan beden, ruh kaç yaşında bilmiyorum ama herkese yazıyorum..
*
Kendi bedenini oturttu bir sandalyeye ve ruhunu aldı çıkardı. Karşıdan seyre daldı, hayatını ve hayatlarını.
Ona bişeler katanları ve kendinden bişeler çalanları,
Hala hayatında duranları ve hayatından kaçanları…
Öğrendiklerini ve hafızasından sonsuza kadar sildiklerini…
Bir sürü bir sürü şeyi…
Bir sürü,bir sürü şeye karşıdan baktı öylece..
Gelenlerle nasıl sevinmiş, gidenlerle nasıl yıkılmış.
Kendine kattıklarına şaşırmış, sildikleriyle aklını kaçırmış.
*
Her yaşanmışlığımızın hissettirdikleri fakrlı farklı da olsa, hayatta tesadüflere yer yoktur, her yaşanmışlığın bir sebebi vardır, diye savunurken ben, attığımız her adımın, her kahkahanın, yaşadığımız her acının, kendimize kattığımız her satırın bir amacı ve bir sebebi olduğuna ; ve bir gün bir yerlerde bizi şaşırtacak kesişmelerin yaşandığı, hayatımıza gelenler ve gidenlerin yollarının kilometrelerin birinde denk geldiği, göz göze değdiği, yürek yüreğe temas ettiği ve belki de nefret ettiği; öyle bir hayat bu diyorum, tesadüflerin olmadığı..
Hiçbir şey olmasa bile ardından gelecek, sadece o anda hissettiklerimizi yaşamak adına bile yaşıyoruz bazı şeyleri aslında. Düşün bakalım, ilk sevgilin seni terkettiğinde hissettiklerini, ve terkedilmemiş olsaydın o hissettiklerini hiç hissedemeyeceğini; ve o sevgilinin terkedişinin ardından hayatına gelenleri ve belki de yüzüne konmuş en güzel gülücükleri…
İşe girişin, orada birileriyle tanışman…
Yolda yürürken ağır adımlar atman, ve sokağın başına eski arkadaşınla karşılaşman…
Haydi gidiyoruz, diyerek çıktığın yollarda yaşadıkların, yeni heyecanların ve seyir defterine kattığın yeni anıların…
Hiç farkında olmadan aslında bir şey için birşeylerden vazgeçiyor, bir şeyleri feda ediyor, bir şeylerin sonunda bir şeyleri kazanıyoruz. Üzüldüğümüzde mutlu olmanın ayrıcalığını farkediyoruz, hastalandığımızda sağlığımızın kıymetine varıyoruz. Sevgilimizle ayrılıyor ve daha sonrasında yıldırım aşkıyla “hayatımın aşkı” ile karşılaşıyoruz, doğuyoruz büyüyoruz ve her yeni günde yeni yerlere gidip geliyoruz, yeni insanlar tanıyoruz…
Üniversite tercihleri yapıyoruz, ömrümüzün dostunu o üniversitede buluyoruz, hatta öyle ki o üniversiteye girdiğimizde “aşk”ı da alıp cebimize koyuyor, o üniversiteden geldiğimiz gibi tek değil artık 3-4-5 olarak çıkıyoruz…
Çalışmaya başlıyoruz, öğrenciliğimizin kıymetini anlıyoruz. Bazı şeylerin cümlelerini duymakla değil yaşanmakla anlaşılabileceğini daha da iyi anlıyoruz. Keşke üniversitede olsam diye mız mızlanalarak kalkıp işe gidiyoruz..
Bir blog açıyoruz… Kendimizi döküyoruz yüreğimizi ortaya koyuyoruz, giyiniyoruz fotoğraflıyoruz yayınlıyoruz; birbirimizi eleştiriyoruz yorum gönderiyoruz takdir ediyoruz, farkında olmadan burda da bir hayat oluşturuyoruz ve belki de hayatımızın en gerçeklerini bulup buradan çıkartıyoruz…
*
Tesadüf diye bir şey yoktur diyorum her defasında.. Bazı şeyleri yaşamak için bazı şeyleri feda etmemiz lazım diyorum, farkında da olmasak…
Bazı şeyleri yaşamışsak ardından mutlaka başka bir şey gelecektir diyoruz…
Bu hayat bir zincir gibi. Her adım bir halka. Ve her halka birbirine bağlı. Arkadaki adım hep öndekinin mirasçısı…
O halkalardan Biri koparsa eğer…
Sevgiler…

6 yorum:

  1. Yine güzel yazmışsın ;) tebrikler ;)

    YanıtlaSil
  2. harika bir yazı olmuş canım..yüreğine sağlık..
    özlemişim :)

    YanıtlaSil
  3. cicim, tesekkurler... ben de ozlemisim yazmayı :) baya ara verdim malum ;)
    öpüldün

    YanıtlaSil
  4. bir yanımız da kopar hep eksik oluruz çok güzeldi pınarrrr sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Burcu'cum, cok tesekkurler...
    sevgiler....

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...