Çarşamba, Mart 10, 2010

Gönderilmemiş Mektuplar


Sayısını hatırlamadığım onlarca beyaz kağıt. Üzerinde hep “sana” yazılmış onlarca kelime. Onlarca cümle. Onlarca paragraf.
Neler düşünerek, neler hissederek yazdığımı şimdi bile hatırladığım hatta düşününce bile yaşadığım bir sürü yazı.
Sağ elimin zavallı parmakları, o zamanlar ne çok cefa çekmişlerdi ikimizin yüzünden. Benim yüzümden, çünkü o kalemi tutmayı,o yazıları yazmayı ben istiyordum; duramıyordum ki dökülüyordu birer birer.. damla damla dökülüyordu kağıda. Deniz derya oluyordu. Umman kadar derin, alabildiğine özgür oluyordu içim ve dökebildiklerim.
Senin yüzünden, çünkü bana bütün bunları yaşatan sendin. Senin yüzünden, çünkü ben sana aşıktım. Senin yüzünden, çünkü onlar sana yazılmıştı adam, sana.
Gün gelir de okursun ellerine alıp, ikimizin dokunduğu ortak bişeler olur, sana ait, ama ikimizin dokunduğu, ikimizin ellerinin kokusunun dokusunun olduğu, sadece ikimizin ellerinin değdiği bişeler olur; okudukça senin için benim içimi hisseder belki diye, belki ne yaşadığımı anlarsın, belki benim gözümden kendine bakarsın, belki senin gözünden baktığın gibi değil de daha öteki bir “ben”i görürsün diye..
Günü gelsin, ellerine alasın, okuyasın diye ne çok dualar ederek yazmıştım aslında. “sevda” nedir okuyasın diye, yaşamaktan vazgeçtin bari okuyabilesin diye,
Yüzüne haykıramadım, gözlerine dokunamadım, bi hoşça kal öpücüğü konduramadım diye, bütün hoşçakallarımı topladım, döktüm. Bütün dokunuşlarımı bütün haykırışlarımı, gözlerine öpücükleri topladım, döktüm.
Gün geldi..
Gönder onları bana, dedin. Artık sana yazılmış onlarca mektuptan haberin varken, okumak için sabırsızlandın. Neydi bu kadar çok yazılan şey, neydi bu kadar çok yazdıran şey. Ben ne kadar yazdıysam sen o kadar okumayı istedin. Ben yazdıktan sonra, sen istedikten sonra fark ettim ki
Ben onları hiç değmeyecek bi adama hiç değmeyecek bi aşşalığa yazmışım, koca bi sevdayı bi hayalet adama adamışım.
Anladım ki sen değil adına yazılan onca mektuba değil tek bir satıra bile değmezmişsin.
Anladım ki o mektupların her bir kelimesinin sadece bende, içimde saklı kalması gerek, ne senin ne bir başkasının eline geçmesin diye, içimdekileri Allahtan ve benden başka kimse bilmesin diye
Varsın yok edilsin, varsın kül edilsin.
Varsın mektuplar gönderilmesin…

İnsan olabilmeyi, yürekten anlayabilmeyi becerebilen bi adam olabilseydin eğer,
Bi parça da olsa “ah” diyebilseydin keşke,
o gözlerini kendi yörüngenden çıkıp dünyaya açabilseydin, ah keşke açabilseydin…
İnsansızlığından hep bu iflahsızlık,
Bu iflahsızlığım
Gönderilmemiş mektuplar,
Hep senin İNSANSIZLIĞINDAN…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...