Perşembe, Ocak 14, 2016

Baharı beklerken vol. 5

veee...

#waitingforApril2 günleri hızlıca geçiyor...

ne zaman tanıştık ne zaman evlenmeye karar verdik de bi de bugün gidip gelinlik kumaşı seçmeye gittim.. bak sen şu dünyanın işine...

bizim masalımız, bir Yeşilçam filminin günümüzde yaşanıyor oluşu gibi... bir esas kız ve bir esas oğlan şeklinde tanışıp,
adam kızı kaçırır, kaçırırken kıza aşık olur... kız da nazlanır bilmem ne ama... yine de bihaberdir olacaklardan..

tabiki buradaki kaçırma dediğim atıp arabaya kız kaçırma olayı gibi değil :)
detaylar belki daha sonra.. ;)

biz,
birbirimizin çok zor zamanında, en tükenmiş, umuttan yoksun, amaçtan bi haber, sadece nefes alırken bu hayatta, kendi çapımızda yaşarken çıktık birbirimizin karşısına..
hiç beklemediğimiz şekilde, hiç beklemediğimiz bir günde ve hiç hiç tahmin edemeyeceğimiz bir yerde...


Ocak ayında tanışıp Mayıs ayında sözlendik :)
7 Haziran seçim günü, nişanlandık,
gayet tarihi bir gün yani :)

bu süreçte Kasım ayı çok hızlı geçmişti sanki, şimdi bir de bu Ocak...
Zaman çok hızlı geçiyor...
Çok...
30uma geldiğimde parmağıma taktığım yüzüğe bakınca, çok fazla şey öğrendiğimi fark ediyorum...

öncelikle,
liseden beri hayalini kurduğum gibi üniversiteyi bitirip hem de istediğim bölümü bitirip mezun olduğum için,
Bir psikolog olarak yoluma devam ettiğim, mesleğimi sevdiğim, kendimi geliştirmek için uğraştığım için,
Kendi işimi kendim bulup, şimdi olduğum yere tırnaklarımla, kendi emeğimle geldiğim için,
Kendi paramı kazanıp kendi ayaklarımın üzerinde durabildiğim için,
Battığımda da battığıma, çıktığımda da çıktığıma hamd edebildiğim için,
Arkamda ailem olduğu için,
Ne istediğime tam emin olduğumda evlenmeye karar verdiğim için,
Önceliklerimin ne olduğunu fark edebilecek yaşta olduğum,
Yanlışı affetmeyecek kadar gücüm olduğuna,
Aşka saygıma,
Korkusuzluğuma,
Hayattaki duruşuma,
Arkamdan beni destekleyenleri de köstekleyenleri de görebildiğime,
Hepsini HEPİNİZİ fark ettiğime,
Kime güvenip kime güvenmeyeceğime
Ve daha nicesine; çok şeyin farkındayım...

Ne istediğini bilmeli insan,
Önceliklerini,
Tercihlerini...
Ne kadar kaderci olsam da, tercihlerimizi yaşıyoruz bu hayatta...

İlişkilerde frekansın tutması çok önemli. kızların ve erkeklerin kafasında bin tilkinin dolandığı böyle bir zamanda, karşınızdaki adamla/kadınla frekansın tutması, ortak bir paydada buluşabilmek, birlikte bir hedef için birlikte savaşabilmek,
bu sürece aileleri dahil etmeden, fikirlerini alarak, ama süreci iki kişi birlikte yöneterek, dengeyi kurmaya çalışarak, her ne kadar zor olsa da,
insanın öncelikleri, tercihleri önemli...
Uyum önemli...

Hani derler ya, beni ne mühendisler ne doktorlar istedi diye,
o mühendisler doktorların arasından kimi çekip gönlünüzün tahtına oturmaya layık buluyorsanız, ona iyi bakmak lazım.... O tahta neden oturtulmuş, oraya layık mı, iyi bakmak lazım...
Birini seçtiyseniz bir bildiğiniz olmalı.. değmeli seçtiğinize... ömrünüze ömrünü katmaya niyetlendiğinize değmeli...
dört dörtlük olmasa da kimse dörtte üçü işe yaramalı ki geri kalan 1lik kısıma katlanılabilsin...
bir adama/kadına ancak çok severseniz katlanabilirsiniz... Doğanın kanunu bu, aynı evin içinde anneye babaya kardeşe ablaya bile hiddetlenirken, hayatınızın belli bir zamanından sonrasında dahil olan biriyle bir yastıkta var olabilmeniz için Onu çok sevmeniz gerekir...
ONUN ÇOK SEVİLMEYE DEĞER OLMASI GEREKİR...
Vereceğiniz sevginin boşa gitmeyeceğine emin olmanız gerekir,
kiiiii bu dünyada mutlak bir eminlik doğruluk olmadığını da bilerek yazıyorum bunu... :)

Pek bi doluymuşum, daldan dala atladım da anlamlı bir bütün oluşturdum mu bilemedim, dönüp tekrar okumuyorum ;)

Ne diyorduk,
ve bugün gelinlik modelimizi de çıkardııııııkk,
yeni maceralarrr çok yakındaaaa :)

#waitingforApril2




12 yorum:

  1. Gergin bir günün ardından gelen ne güzel, ne aydınlık bir post.
    Farkındalıklarla süregelen hayatınıza eklenen sürpriz mutluluk verici:)
    Tüm kalbimle kutluyor, güzelliklerin artarak sürmesini diliyorum.
    Kolaylıklar, sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok çok teşekkür ederiimm :)

      sevgiler.. :)

      Sil
  2. Maşallah maşallah 41 kere. Gerçekten sevmek ve onunla evlenmek bence hayattaki en büyük şans Allah nazarlardan korusun tamamına erdirsin inşallah.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin...
      Çok teşekkür ederim... :)

      sevgiler.. :)

      Sil
  3. "biz,
    birbirimizin çok zor zamanında, en tükenmiş, umuttan yoksun, amaçtan bi haber, sadece nefes alırken bu hayatta, kendi çapımızda yaşarken çıktık birbirimizin karşısına.. hiç beklemediğimiz şekilde, hiç beklemediğimiz bir günde ve hiç hiç tahmin edemeyeceğimiz bir yerde... "

    Özellikle bu kisimda sanki benle esimin hikayesini okuyor gibi oldum:) Ve yazdigin bircok sey öyle cok icimden gecenleri anlatiyor ki...ayni senin gibi düsünüyorum...

    Ayyy bayildim bu yaziya, okduklarima cok sevindim, senin adina cok mutlu oldum ve ben simdiden cok heyecanlandim!:) Büyük bir merakla ve keyifli okuyacagim bundan sonra yazacaklarini.

    Hersey ama hersey gönlünce olsun insallah!:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ayyy şuan çok mutlu oldum, duygumu geçirebilmişim demek ki okuyanlara :) inanılmaz mutlu oldum.. çok çokk teşekkür ederim..
      Sevgiler... ;)

      Sil
  4. "dört dörtlük olmasa da kimse dörtte üçü işe yaramalı ki geri kalan 1lik kısıma katlanılabilsin..." ne güzel ifade etmişsin. yüzde yüz katılıyorum. hayatı sevgiyle paylaşacak bir eş değil de evlenmiş olma makamını arayan kadınların/erkeklerin okuması lazım bu yazıyı. henüz daha evliliği tecrübe etmemiş olmana rağmen bu düşünceye ulaşabilmiş olman cidden büyük olgunluk. tebrik ederim. aynı hayatı paylaşmak hem de kanından canından olmayan ve dediğin gibi hayatına sonradan katılan birine katlanmak, sevmeden hiç de sürdürülebilir değil. sırf evlenmiş olmak için olmaz çünkü. o kadar çok kadın/erkek var ki evde kalmışlık sendromu ile ona buna saldıran. ben şanslıyım tıpkı senin hissettiğin duyguları taşıyabildiğim biri var hayatımda. ama bu sendroma girenlere o kadar kızıyorum ki. insan önce birey olmalı, kendi olabilmeli, her koşulda ayakta duracak gücü bulabilmeli, o yaşına gelene kadar kendini bu şekilde geliştirmiş olabilmeli. evlenip "birinin malı" gibi olmamalı. sırf evlenmiş olmak için olmaz, bu bir kumar değil, "sonradan severim" de olmaz. hatta ama "o çok iyi bir insan" da olmaz.biriyle evlenmek için "içinin onu çekmesi lazım". ben şanslıyım içimin çektiği bir insanla evlendim. ama olmasaydı bu sendroma girmez, senin de yazında farkına vardığını saydığın kazanımların üstüne ekleyerek onları çoğaltmak için kendi yolumda çabalamaya devam ederdim. çok etkilendim yazdıklarından, çok da takdir ettim, hiç bu kadar uzun yorum yazmamıştım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. öncelikle,
      uzun yorum için çoook teşekkür ederim ki ne güzel şeyler hissettirmiş yazı ve yazacak sabrı da göstermişsin, ellerine yüreğine sağlık...
      yazdıklarına yorumlarına her harfinden noktasına virgülüne katılıyorum. hayat bir kere yaşanıyor. bilerek yaşamak lazım...
      umarım herkes senin gibi benim gibi farkındadır bazı şeylerin, hem erkek hem kız için geçerli bu, geçenlerde bir yazı okumuştum, İYİ BİR DAMAT KAZANILMIŞ BİR ERKEK EVLATTIR, KÖTÜ BİR DAMAT KAYBEDİLMİŞ BİR KIZ ÇOCUĞUDUR.
      herkesin evliliği güzel olur inşaallah..
      sevgileer ;)

      Sil
  5. Merhaba :) Öncelikle bu kadar içten, duygusal ve güzel hislerin, yazın için teşekkür ederim, tam da okumaya ihtiyacım olan bir dönemde karşıma çıktı satırların. Bahsettiğin ''4'te 3 ile mutlu olmak, kalan 1'i tolore etmek'' bence de mutlu ilişkinin temeli. Ne var ki ben hep evliliğe tepkili ve uzak oldum, hala da kaçabildiğim kadar kaçıyorum. Yazın biraz içimi rahatlattı, olumlu tarafları görmemi sağladı. Yıllardır her gün mutlu, heyecanlı ve aşık hissettiğim biriyle neden evleneyim ki? (ve neden evlenmeyeyim ki) iki soru da eşit yer kaplıyor aklımda, sanırım sendeki netliğe kavuşmama zaman var. Bir anda içimi dökmüş gibi oldum ya, neyse tutamadım düşüncelerimi :) Artık hep okuyacağım yazılarını, sevgiler:)

    YanıtlaSil
  6. merhaba,
    içini dışarıda okumuş olmana çok çok sevindim... ben de aynı senin gibi inanılmaz tepkiliydim evliliğe, erkeklere, ilişkilere. ama hayat çok garip, düşündüklerinin tam tersi şeyler yaşatıyor insana. buna da kader diyoruz sanırsam... umarım çok güzel bir adam gelir çalar gönlünün kapısını... en güzel haliyle girer içeri ve hayatını güzelleştirir... o gün geldiğinde sen de bana "pınar çok mutluyum" dersin
    inşallah

    hep oku, beklerim.. ;)

    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında o güzel adam 7 yıl önce çıkageldi hayatıma, her günümü daha heyecanlı, aşık ve mutlu yaptı, yapmaya da devam ediyor :) Benimki biraz derinlerde yatan ''Evlilik bu güzelliği bozar mı?'' korkusu belki de, başka mantıklı açıklama bulamıyorum bu kadar yıldır bu fikirden kaçmama. Ama sana şimdiden ''Pınar çok mutluyum'' diyebilirim sevgili dost:) Umarım bir gün içimdeki kaygıları yenerim ve bir sonraki adıma hazır olurum, mutlaka sana haber veririm gelip. Mutluluğunuz daim olsun, herkese ilham ve sevgi versin, bol bol konuşmak üzere... :)

      Sil
    2. ooooo en büyük adımı atmışsın sen zaten :)) belki ben sana yardımcı olmuş olurum burdan :) belki de bu güzelliği bozar mı değil de daha güzelleştirdiğine şahit olursun, sonra da senin heyecanlarını okuruz :)))
      hadi bakalım ;))

      sevgiler.. :)

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...