Geniş zamanlar bunlar sonunu bilmediğimiz önünü görmediğimiz; getireceklerini bilemediklerimiz ve hissedemediklerimiz, geniş zamanlar bunlar kendimizden vazgeçtiklerimiz, peşinden gezindiklerimiz, alıp yakalamaya çalıştıklarımız ve koşar adımlarla kaçtıklarımız…
Geniş zamanlar bunlar; alışkanlıklarımızdan vazgeçtiğimiz yerlerine başkalarını yerleştirdiklerimiz, yaş’larımızdan nefret edişlerimiz ve atfedişlerimiz..
Geniş zamanlar bunlar; sıradanlaştıramadıklarımızla doldurduklarımız, yüreğimizin en kıymetli yerine kondurduklarımız, kazıdıklarımız ellerimizle günlerimize, kanattıklarımız yaralarımızı ellerimizle yüreklerimizde…
Geniş zamanlar bunlar, kırılmış saç teli kadar cansız ve kesilmeye yüz tutmuş; sayılı günü kalmış,
Geniş zamanlar bunlar, üzerine biçilmiş aylar ve yılları götürmüş ömürden acılar,
Geniş zamanlar bunlar, bi sigara dumanının ardında bıraktığı bi öksürük kadar kuru, bi ciğer acısı kadar yangın, bi kül kadar; son…
Geniş zamanlar bunlar, daha gençliğinin üzerine yapıştırılmış son kullanma tarihleri olan; tarihi kapıyı çalan…
Geniş zamanlar bunlar; genişliğine bakmadan sonunda kaybolan, yok olan…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder