Perşembe, Mayıs 27, 2010
TAKSİM ve ŞEFFAF ŞEMSİYELER...
Ne zamandır yazmayı istiyordum aslında ama bugüne kaldı. Taksimin güzelliğini zaten konuşmaya gerek yok. Ara sokaklarını işin içine dahil etmezseniz, tadını almayı bilene istiklal caddesinde yürümek bi zevktir. Hele de akşam olursa bu yürüyüş, yanınızda uzun zamandır görmediğiniz arkadaşlarınız, cadde cıvıl cıvıl ışılsa eğer, çok çok çok daha zevk verir insana.
Biz de bu akşamlardan birindeydik işte tam da.. Meydandan aşağı doğru yürüdük ahesteeee ahesteee, vitrinleri izleyerek, sohbet ederek, zevk alarak, tad alarak.. bi cafeye attık kendimizi. Girdik yemeğimizi yedik bi güzel, muhabbet harikaydı, ortam çok sıcak (gitmeyenler için şiddetle önerilir Ara Cafe) kısacası her şey çok güzel..
Kalkma vakti gelince yine kendinizi malum zevkin içine atıyorsun kendini..
O caddenin ışıklarına, kalabalığına bi de yağmur eklenmiş… Yağmurun bu kadar güzel bir görüntü ortaya çıkarabileceği aklıma bile gelmezdi. Yağmur çamur batak yapacak ayaklarımız su olacak diye endişelenmenin yerine çok harikaydı o yağmurun zevki. O kadar farklı bir güzellik çarptı ki birden gözüme, ağzımdan cümlelerin dökülüşüne engel olamadım:
“TAKSİM ŞEFFAF ÇOK ŞEFFAF…”
Herkesin elinde kurtarıcı şeffaf şemsiyeler, rengarenk. Yeşili var, pembesi var, beyazı var, sarısı var, var da var.. bizim elimizde de pembesi var. Gerçekten çok güzeldi.
Ne taksimin yağmurunun bu kadar zevk verebileceğini düşünürdüm
Ne de şeffaf şemsiyelerin… :)
İyi ki de şeffaftı o gece Taksim
iyiki çok şeffaftı...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder