Cuma, Ağustos 19, 2016

ay! başlık bulamadım!

sorguluyorum bu ara, neresindeyim hayatın acaba,
 ya da
hayatımın neresindeydim ben aslında

kendi değerimi bilebildim mi emin değilim.
"değer vermekle kıymet bilmek arasında ciddi fark vardır" derim ben her zaman.
belki bi çok şeye kişiye değer veriyorsunuzdur ama o değerinden yoksun kalmamak için yaptıklarınız çabalarınız, verdiğiniz değerden çok daha önemli bence...
hani vardır ya, bir başarıyı yakalamak önemlidir. ama asıl önemli olan o yakalanan başarıyı devam ettirebilmektir. hatta büyütebilmektir.

değer vermek ve kıymet bilmek de böyle bir şey işte....
birine değer verirsiniz ama onu kaybetmemek için neler yapıyorsunuzdur, budur önemli olan...

kıymetini ne kadar biliyorsunuz?

ya da biri için çok değerlisinizdir. aynı şekilde onun verdiği değerden olmamak için de neler yapıyorsunuz,

size verilen değerin kıymetini biliyor musunuz?

çok sorguluyorum....

30 yıldır bu hayattan ne öğrendim... o kadar okullar okudum, eğitimler aldım, kitapları aldım okudum bitirdim, beğendiğim cümlelerin altını çizdim, belki de o altını çizdiğim cümlelerle aslında kendi yolumu çizdim... kendi ayaklarımın üstünde durmak için didindim... kendimce donattım kendimi, büyüttüm kendimi...
ha, kendimi sağda solda övmeyi bi türlü beceremedim. yapmaya çalıştığımda da olmadı zaten, ben de bıraktım.. bence gereksiz bir eylem ve kendini olduğundan daha büyük gösterenlere de, kendini övenlere de, kendisinin çok sevildiğini söyleyip duranlara da içimden hep güldüm...
çünkü gerçekten çok basit ve çok komikler...

hayatıma gelen her insandan bişeler öğrendim...
geldiği gibi gidenlerden de öğrendiklerim çok oldu elbet...

"seçtiğiniz kadın aslında hayatınızdır" diye bir cümle var ya, okumuşsunuzdur mutlaka... çok doğru...

her insan, hayatına aldığı insanlardan mutlaka bir şeyler öğrenmeli.. ama 1, ama 2, hayatımıza gelenler bize bir şeyler katabilmeli...

bizden bir şeyler götürmemeli demeyeceğim çünkü hayatımızdan kayıp gitti sandıklarımız aslında en büyük kalkanlarımız...
insan en büyük tecrübeleri en büyük yaralardan alıyor...
düştüğümde kim geldi yanıma oturdu, dizlerimin kanı dinene kadar kim bekledi benimle kim ağladı, kim kaldırdı beni, düşünüyorum...

en zor zamanımda kim güldürdü beni, kim hayatımı renklendirdi...

bir insanı ne için sevmeli insan... güzel güldüğü için mi, güzel cümleler kurduğu için mi, sürprizlerle dolu olduğu için mi, parası olduğu için mi, hayaller kurdurabildiği için mi, zor olduğu için mi...

ben kocamı, dünyamı çok güzelleştirdiği için çok sevdim.
onu kızdırdığımda bile beni hep çok sevdiği için çok sevdim...
öbür dünyadaki cennet nası bi yer bilmiyorum ama, bu dünyadaki cennetim sevdiğim adamın yanı...

bu kadar karamsarlığın, değişikliğin, moral bozukluğunun içinde de böyle yazasım geldi...

dediğim gibi,
çok sorguluyorum...
çok zor zamanlar geçirdiğimizdendir belki de bilmiyorum ama,
zor zamanlar da geçiyor, bunu da gelip geçen zor zamanların ardından baktığımda öğrendim..

öyle ya,

zamanın bile öğreteceği şeyler var insana...

bu günün en güzelliği, ailemize bir yakışıklı daha katıldı bir kaç saat önce...
Dünyamıza hoş geldi BULUT BEBEK...

4 yorum:

  1. Tebrik ederim, sağlıkla, mutlulukla büyüsün.. Yazıya gelince sorgulamak iyidir, hayatı öğretir. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Herşeyi sorguladığım yaşlarımı hatırladım seni okuyınca :) Kırklı yaşlarımın en çok busunu seviyorum sanırım,sorgulamayı bırakıp sadece yaşamaya başladım. Bazı soruların cevabı yok çünkü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aaayyy handancığıııımmm seni şuan görsem öperim öperim..
      yani şu cümle "sorgulamayı bırakıp sadece yaşamaya başladım, bazı soruların cevabı yok çünkü"
      ilaç mı nedir, ne iyi geldi bana

      ay sen çok yaşa!

      sevgiler :))

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...