Cuma, Ocak 07, 2011

3 KATLI EVİN TERASI....


3 katlı bir evdi.
Giriş katında büyük bir salon, büyük bir mutfak vardı.
Beyaz mermer merdivenlerle ikinci kata çıkılıyor, bu sefer ayakları daha beyaz lamine parkelere değiyordu. Çıplak ayaklarının seslerini dinlemeyi seviyordu o parkelerin üzerinde, bilerek ne terlik giyiyordu ayaklarına ne çorap..
Odası, ikinci kattaydı, merdivenleri çıkıp sola döndükten sonra ilk oda.
Büyük bir bahçeye bakıyordu odası ve ay ışığını çok güzel alıyordu geceleri.
Penceresinden içeriye vuruyordu geceleri ama o, perdeler açıkken uyuyamazdı, yaz sıcağında bile perdeleri sonuna kadar kapatır, her yeri zifiri karanlık yapar öyle uyurdu.
Onu hep birilerinin koruduğuna inanırdı o karanlıkların içinde.
Üst kat.. Teras katıydı. Aslında çatı katlarından hep korkmuştu şimdiye kadar. Çıkmaktan en çekindiği yeriydi evin. Yazın çok sıcak kışın çok soğuk olurdu. Ama en çok çatıdaki o küçük odanın balkona açılan kapısını severdi. Küçük bir kapısı vardı, kapıdan kafasını eğerek geçerdi ve başını yukarı kaldırdığında uçsuz bucaksız bir deniz görürdü karşısında. Sabahları güneşin doğuşunu burdan izlerdi. Geceleri ise yakamozu..
Balkonun mermerinin üstüne çıkardı eline bir kadeh şarabını da alarak.
Annesi hep o mermerlerden bir gün düşeceksin diye uyarmaktan kendisini alamazdı, o ise gülümser ve yakamoza geri dönerdi.
Sabahları…
Sabahları yatağının üzerindeki battaniyeyi üzerine alır, terasa çıkar, uykudan yeni uyanmış gözleriyle denize bakardı.
Bakardı bakardı.
Aradan uzun zaman geçmişken gitti o evine yine..
Çok badireler atlatmış çok yollardan geçmiş, iğneleri çıkarmış delinmiş yüreğinden, kanını durdurmuş, yaralarını sarmış, gözlerinin altı biraz morarmış da olsa… yine o terastaydı işte elinde bir kadeh şarapla.
Mevsim kıştı.
Aylardan ocak…
Üzerinde kalın beyaz battaniyesi vardı.
Elinde koca bir şarap kadehi ve koca şarap şişesi..
Ses yoktu etrafta.. yazın ışıltısı cıvıltısı yoktu. Denizin üzerinde yakamoz yok, batan güneşin turuncusu yok..
Hava mora çalıyordu, ve deniz, alabildiğine dalgalıydı kudurur gibi..
Baktı.. Baktı… Baktı..
Annesi de yoktu şimdi yanında.. düşeceksin diye uyaranı yoktu.
Bu sefer elini tutanı da yoktu..
Telefonu yoktu..
Müziği yoktu.
Parfüm şişesi kırılmıştı..
Ayaklarında çorapları vardı bu sefer..
Bi çok şeyi değiştirmişti oraya gelmeden önce..
O terasa bambaşka çıkmıştı son keresinden sonra…
Çok şeyi değiştirmişti kendinden sonra..
Çok şeyi değiştirmişti ellerinden kayıp gidenlerden sonra..
Çok şeyi değiştirmişti aynada yitirdiklerinden sonra..
Çok şeyi değiştirmişti nefesinin sesinin farklılaştığını farkettikten sonra…
Dünyanın değişmediğini anladığında,
Maalesef ki değişmek zorunda olanın kendisi olduğunu anladığında,
Bazı şeyleri kabul ettiğinde..
Çok şeyden sonra..
Çok şeyi değişmişti….

Eline bir kağıt bir kalem aldı içeriden geldi tekrar balkonun mermerine..
Tekrar tırmanmaya çalışırken çorabı kaydı, neredeyse düşmek üzereydi ve o an annesi geldi gözlerinin önüne..

Gülümsedi.. kağıdı dizlerine koydu.. şarabından koca bi yudum aldı..
Karşıya baktı, denize, dalgalara, fırtınaya….

Başladı yazmaya….

8 yorum:

  1. Öncelikle geçmiş olsun. Birkaç kere yazmaya kalktım ama bir problem yaşandı.Yayınlanamadı.yine şansımı denemek istedim:)

    Hergeçen saniye insan hayatında veya kafasında birşeyleri değiştiriyor. Ama ne güzel ki o anları yaşama şansına sahip olmuşuz şu an yanımızda olmayanlar için üzülsek bile...

    annem,babam, kardeşim ve evimiz yani çocukluğumun zamanına götürdün beni:)

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle geçmiş olsun diyorum ama birkaç defa yorum yazmaya kalktım ama yayında problem oluyor.

    Hergeçen saniye hayatımızda birşeyleri değiştiriyor ama ne kadar şanslıyız ki şu an yanımızda olamsalar bile o anları yaşamışız.

    YanıtlaSil
  3. İşte bu....

    Kelimelerin, harflerin, tasviri yaparken utandığı, güçlerinin yetişmediği bir hayat kesiti...

    Bir ömrün izdüşümü aslında...

    Gözlerim buğulanmaya yakın "gülümsedi" dedin ya, içim rahatladı birden. Gülümseyebilmişti ne olursa olsun, ne de güzel gülümsemişti, kimse değil ama deniz gördü onu..

    YanıtlaSil
  4. Betül, yorum yazmak için gösterdiğin çaba için öncelikle çok çok teşekkürler.. geçmiş olsun dileklerin için de ayrıca... Nefes aldığımız her an önemli..bunu hep söylerim yanımızda kim olursa olsun ya da olmasın... ;)
    sevgiler....

    Ve Kaan, yorumuna diyecek çok fazla kelimem yine yok, saygım var sonsuzca...
    ve aynen dediğin gibi "deniz gördü onu"
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Benim her şeye rağmen gözlerim doldu. Öyle de kaldı. Daha bu sabah annemle çok eskilere gidip, hiç konuşmadıklarımızı konuştuktan sonra bende bir şeyler değişti. Evet, belki de bu yüzden bu yazın bende şu an bu etkiyi yaptı.

    YanıtlaSil
  6. Aslı, sende değişenler umarım gidenler değil sana katılanlar şeklinde olmuştur.. ;)
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  7. mükemmellll canım..öyle bir ifade etmissin ki sanki ben de ordayım ve sessizce onu izliyorumm
    kimbilir belki de annesi yok ya düşerse tutmak için...

    YanıtlaSil
  8. cicim...teşekkürler...
    annesi olmasa da sesi kulağında sanırım ;)

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...