Salı, Ocak 19, 2010

deşarj...


Büyüdük de ne oldu?
Herşeyin üstesinden rahat gelebiliyoruz..
Her gün yeni bir şey öğreniyoruz, öğrendiklerimiz bize keyif veriyor.
Daha anlamlı şeylere gülüyoruz.
Umut doluyuz..
Bla bla bla..
Gerçekten göründüğümüz gibi miyiz? Güldüğün kadar gülüyo mu için? Gülmek içinden geldiği için mi gülüyorsun ya da gülmek zorunda olduğun için mi?

Daha çok büyümedim belki ama bişeler öğrenebildim şu hayattan..Bazen gülmek zorunda kalıp gülmeyi öğrendim, gizli kuytu yerlere kaçıp ağlamayı da..Mutluluğu da yaşamışımdır, hayal kırıklıklarını da.
Sevinçlerim olduğu kadar kederlerim de olmuştur.. Yara bere içinde kalmışımdır, yaralanmışımdır birileri tarafından, çizilmiştir elim kolum.. parçalanmıştır yüreğim. Kırılmışımdır..
Kırmışımdır da.. Üzmüşümdür belki de istemeden de olsa.. Benim de ezip geçtiklerim olmuştur heralde... İco'nun dediği gibi,
Çok canım yanıyordu gördüklerimden ve göreceklerimden
Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bir tek
Benim de kanattıklarım vardı elbet
Ezdiğim kumlar ve geçtiğim yollar hala gölgeni taşıyorlar
Hani demiştim ya en başında
Ne ayrılıklar ne aşklar ne başlangıçlar diye
Yani demem o ki çok zor günler geçirdim vaktiyle…

Birileri geldi, birileri gitti.. Kimisi huzur getirdi, kimisi deldi de geçti.. Ama her gelen bana bi şeyler verdi.
Büyüdük de noldu?
Evet, biraz da olsa büyüdüm...
Artık hiçbişeye şaşırmıyorum.. Ne tarihin tekerrürüne, ne yeni yeniliklerine.. Çok mu nasırlaştım bilmiyorum ama hiçbişeye şaşıramaz olmak normal midir, olağan mıdır, anormal midir bilmiyorum.. Ama hiçbişeye şaşırmıyorum..
Herkese herşeye gülüp geçmek istiyorum.. Bazen gamsız olmak, hiçbişeyi takmamak istiyorum.. Başağrılarıyla mide kramplarıyla uğraşmak yerine, boşver diyip kenara geçmek istiyorum.. Hiçbişeyi umursamak istemiyorum.. Yol nereye götürürse oraya gitmek istiyorum.. Bu pis dünyanın pisliklerine alışmış olduğumu düşünerek yaşamak bi yana dursun, her pisliği elimin tersiyle itip ardıma bidaha bakmamak istiyorum..
Kırgınlıklarımı unutmak istiyorum... Yaralarım kapansın, yaralarım yakmasın, yaralarım acıtmasın istiyorum... Her yaranın sebebine lanetler yağdırmak yerine, her sebebi silmek, her yaranın kanını dindirmek, her sarsıntıyı yok etmek istiyorum... Senden ve diğerlerinden, hatta geçmişimden ve hatta yüreğimden benliğimden, bütün hafızama yer edenlerden kurtulmak, sadece umudumu yanıma almak, gözlerimi kapamak, rüzgarın yüzüme vurabildiğini hissederek, rahatça, umarsızca gitmek terketmek istiyorum burayı.. Çocukluğumun suskunluklarını, kalbindeki yaralarını gerçekten gömmek, sadece bu yaşımda yürümek istiyorum...
Hayatta sadece 2 kişiden ölesiye nefret ettim ve nefret ediyorum...
Gözümün önünde gördüklerim ve hiç göremeden kendimden yitirdiklerim için,
İkisine de atfettiğim isimlere dair inancımı yitirmeme, umutlarımı söndürmeme, güvenimi yok etmeme sebep oldukları için,
"EN KÖTÜ" dendiğinde yazık ki ikisinin marifetlerini düşünüp herseyi yeniden yasadığım için,
ve kendimle ilgili daha çok şey için
İKİSİNDEN DE NEFRET EDİYORUM...
......
Bu yazı uzar da uzar..
İlk 25 yılın özeti bile değilken bu yazılanlar, yaşım 50 olduğunda sadece bu yazdıklarımla kalmak istiyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...